Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

level: notebook vocabulary - 15th March

Questions and Answers List

level questions: notebook vocabulary - 15th March

QuestionAnswer
in case (conjunctions)Durumunda
in case of an emergencyAcil durumda
in case you fail …Başarısız olursanız…
attractiveÇekici
(to) attract attentionDikkat çekmek
tourist attractionsTuristik yerler
incentivesTeşvikler
ownershipSahiplik
(to) go bankruptİflas etmek
(to) requireGerektirmek
existing lawsMevcut kanunlar
existenceVaroluş
existentialismVaroluşçuluk
(to) associateİlişkilendirmek
availableMevcut
almostNeredeyse
almost everyoneNeredeyse herkes
consequences of the debateTartışmanın sonuçları
results of the debateTartışmanın sonuçları
Consequently,Sonuç olarak
improved healthİyileşmiş sağlık
harmful habitsZararlı alışkanlıklar
Improved well-beingİyileştirilmiş refah
(to) consumeTüketmek
Average American ConsumerOrtalama Amerikan Tüketicisi
just asTıpkı
even ifBile
densely populated - İstanbulYoğun nüfuslu - İstanbul
scarcely populated - YozgatSeyrek nüfuslu - Yozgat
sufficientYeterli
(to) denyReddetmek
not only … but also … +Sadece ... değil aynı zamanda…+
YetYine de
responsibleSorumlu
responsibilitySorumluluk
(to) mentionBahsetmek
(to) be obtainedElde edilmek
(to) extractÇıkarmak
so thatBöylece
(to) takeAlmak
(to) appreciateTakdir etmek
(to) determineBelirlemek
(to) eliminateOrtadan kaldırmak
a number of … = numerousBirçok
(to) make upOluşturmak
the existent creaturesVar olan yaratıklar
all kinds of …Her türlü
go extinctNesli tükenmek
less likely to ..Daha az muhtemel
less clean airDaha az temiz hava
(to) causeNeden olmak
amount of sugarŞeker miktarı
(to) account forHesaba katmak
besidesayrıca, yanı sıra
as for-e gelince, -e gelince söz konusu olduğunda
Indeedgerçekten, doğrusu
as if-mış gibi
as though-mış gibi
so as to-mek için, amacıyla
in order to-mek için, amacıyla
Ali is "about to" finish his project.Ali projesini bitirmek üzere.
about 100 peopleyaklaşık 100 kişi
around 100 peopleyaklaşık 100 kişi
approximately 100 peopleyaklaşık 100 kişi
nearly 100 peopleneredeyse 100 kişi
more or less 100 peopleyaklaşık 100 kişi
(to) expectbeklemek
expectationbeklenti
Great ExpectationsBüyük Umutlar
We had to conclude the meeting earlier than expected.Toplantıyı beklenenden önce bitirmek zorunda kaldık.
We have to conclude the meeting earlier than expected.Toplantıyı beklenenden önce bitirmek zorundayız.
They were trying to find new measures against contagious diseases that could be seen in the area.Bölgede görülebilecek bulaşıcı hastalıklarla ilgili yeni tedbirler arıyorlardı.
(to) resemblebenzemek
(to) adjustayarlamak
(to) detercaydırmak
(to) adherebağlı kalmak
(to) utilisekullanmak
cautiondikkat, tedbir
precautionönlem
cautiousdikkatli
prevalenceyaygınlık
hospitablemisafirperver
instantaneousanlık
detrimentalzararlı
preliminaryön hazırlık, ilk, başlangıç
exponentiallyüstel olarak
convenientlyuygun bir şekilde
preciselytam olarak
(to) excludehariç tutmak
(to) relieverahatlatmak
(to) deterioratekötüleşmek
(to) restrictsınırlamak
(to) attainelde etmek
(to) hand overteslim etmek
(to) look foraramak
(to) turn downreddetmek
(to) give upvazgeçmek
(to) run intokarşılaşmak
certain goodsbelirli mallar
(to) referatıfta bulunmak