Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

Reyhan's English Vocabulary


🇬🇧  »  🇹🇷
Learn Turco From Inglés
Creado:
Reyhan's English Vocabulary


Public


0 / 5  (0 calificaciones)



» To start learning, click login

1 / 25

🇬🇧


My uncle runs a store.
🇹🇷


Amcam bir dükkan işletiyor.

Practique preguntas conocidas

Manténgase al día con sus preguntas pendientes

Completa 5 preguntas para habilitar la práctica

Exámenes

Examen: pon a prueba tus habilidades

Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen

Aprenda nuevas preguntas

Modos dinámicos

InteligenteMezcla inteligente de todos los modos

Modo manual [beta]

El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Modos específicos

Aprende con fichas
elección múltipleModo de elección múltiple

Reyhan's English Vocabulary - Marcador

1 usuario ha completado este curso

Ningún usuario ha jugado este curso todavía, sé el primero


Reyhan's English Vocabulary - Detalles

Niveles:

Preguntas:

474 preguntas
🇬🇧🇹🇷
My uncle runs a store.
Amcam bir dükkan işletiyor.
An elderly man
Yaşlı bir adam
In the afternoon
Öğleden sonra
Nice to meet you!
Tanıştığımıza memnun oldum!
I don't have any time
Hiç zamanım yok
Theatre
Tiyatro
She studies computer engineering
Bilgisayar mühendisliği okuyor
What do you do at home?
Evde ne iş yapıyorsun?
Bill
Fatura
I like to drink coffee
Kahve içmeyi severim.
Fair
Fuar
Famous singer
Ünlü şarkıcı
Before
Önce
My favorite TV show
En sevdiğim televizyon programı
Leading actor
Başrol oyuncusu
Important
Önemli
Have you ever seen a polar bear?
Hiç kutup ayısı gördün mü?
Have you ever watched the Titanic?
Titanik'i hiç izledin mi?
Have you ever eaten horse meat?
Hiç at eti yedin mi?
Have you ever been to London?
Hiç Londrada bulundun mu?
Have you ever been to Germany?
Hiç Almanya'ya gittin mi?
Have you ever been to the Topkapı Palace?
Hiç Topkapı Sarayı'na gittin mi?
Have you ever been to small village there?
Hiç orada küçük köye gittin mi?
I have written a book once.
Bir kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır.
I have written books twice.
İki kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır.
I have seen horses three times.
Üç kere at gördüm. - görmüşlüğüm vardır.
I have never eaten horse meat.
Hiç at eti yemişliğim yoktur.-yemedim
I have never been to London.
Hiç Londra'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim
I have never got on a helicopter.
Hiç helikopterebinmişliğim yoktur.-binmedim
I have never smoked.
Hiç sigara içmişliğim yoktur.-içmedim
I have never seen a real snake.
Hiç gerçek yılan görmüşlüğüm yoktur.görmedim
I have never been to Germany.
Hiç Almanya'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim
I have never eaten strawberry.
Hiç çilek yemişliğim yoktur.-yemedim
I have a friend who lives in Portugal.
Portekiz'de yaşayan bir arkadaşım var.
I have two uncles who run markets.
Piyasalar işleten iki amcam var.
A friend who can play very well
Çok iyi oynayabilen bir arkadaş
A friend who should play very well
Çok iyi oynaması gereken bir arkadaş
A friend who played very well
Çok iyi oynayan bir arkadaş
A friend who plays every day
Her gün oynayan bir arkadaş
A woman who plays every day
Her gün oynayan bir kadın
I don’t know the person who broke the fountain.
Çeşmeyi kıran kişiyi tanımıyorum.
I don’t know the person who helpED us in the park.
Bize parkta yardım eden kişiyi tanımıyorum.
I don’t know the policeman who helpED us in the park.
Bize parkta yardım eden polisi bilmiyorum.
There is a child WHO plays the guitar.
Gitar çalan bir çocuk var.
There is a child WHO can play the guitar.
Gitar çalabilecek bir çocuk var.
There is a child who is smiling.
Gülümseyen bir çocuk var.
I have a friend who is human resources manager at Metro.
Metro'da insan kaynakları yöneticisi olan bir arkadaşım var.
Frogs eat pests which destroy crops.
Kurbağalar bitkileri yok eden zararlıları yer.
In the park, I saw a cat which I liked so much.
Parkta çok sevdiğim bir kedi gördüm.
I met a cat which I found on the street.
Sokakta bulduğum bir kedi ile tanıştım.
The bus which I take every day was late today.
Her gün aldığım otobüs bugün geç kaldı.
The flowers which are red are beautiful.
Kırmızı olan çiçekler çok güzel.
The tea which I drank today was delicious.
Bugün içtiğim çay lezzetliydi.
The tea which I drank every day is delicious.
Her gün içtiğim çay lezzetli.
The dress which I bought yesterday
Dün satın aldığım elbise
The dress which Ali bought yesterday
Ali'nin dün satın aldığı elbise
The man that I saw in the park
Parkta gördüğüm adam
The man that I saw in the park was old.
Parkta gördüğüm adam yaşlıydı.
My friend who lives in Antalya
Antalya'da yaşayan arkadaşım
My friend who lives in Antalya killed a cat.
Antalya'da yaşayan arkadaşım bir kedi öldürdü.
My friend who lives in Antalya bought a new house.
Antalya'da yaşayan arkadaşım yeni bir ev aldı.
The meal which I ate at the restaurant was very delicious.
Restoranda yediğim yemek çok lezzetliydi.
Nowadays, I can see some tourists who are from Eastern countries.
Günümüzde Doğu ülkelerinden olan bazı turistleri görebiliyorum.
People who live in İstanbul
İstanbul'da yaşayan insanlar
People who live in İstanbul are lucky.
İstanbul'da yaşayan insanlar şanslı.
I am going to apply for a company which has international standards.
Uluslararası standartlara sahip bir şirkete başvuracağım.
Add new question
Yeni soru ekle
I will save the document.
Belgeyi kaydedeceğim.
One of my sisters
Kız kardeşlerimden biri
Waybill
Irsaliye
Shipment
Sevkiyat
I have some close friends.
Bazı yakın arkadaşlarım var.
I'm very curious.
Ben çok meraklıyım.
International trade.
Uluslararası Ticaret.
We get along each along well.
Birbirimizle iyi anlaşıyoruz.
Just a second
Bir saniye (bekleyin)
I get dressed.
Giyinirim.
I brush my teeth.
Dişlerimi fırçalarım.
I brush my hair.
Saçımı fırçalarım.
I am going to read a book in the afternoon.
Öğleden sonra bir kitap okuyacağım.
I am going to go out after the lesson.
Dersin ardından dışarı çıkacağım.
My brother is going to play computer games after the lesson.
Kardeşim dersden sonra bilgisayar oyunları oynayacak.
Ayşe is going to buy a new dress tomorrow.
Ayşe yarın yeni bir elbise alacak.
We are going to go to Germany next year.
Gelecek yıl Almanya'ya gideceğiz.
I am going to help my mum.
Anneme yardım edeceğim.
I am going to go to Uğur Schools next year.
Gelecek yıl Uoğur okullarına gideceğim.
I am going to go to another school.
Başka bir okula gideceğim.
I am going to play Roblox on my computer.
Bilgisayarımda Roblox oynayacağım.
Melek and I are going to go to the same school.
Melek ve ben aynı okula gideceğiz.
My mirror was broken.
Aynam kırıldı.
My hand was cut.
Elim kesildi.
Ali was killed.
Ali öldürüldü.
Trees were cut.
Ağaçlar kesildi.
Our house was painted.
Evimiz boyandı.
Our shoes were stolen.
Ayakkabılarımız çalındı.
Their house was sold.
Evleri satıldı.