Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

Ayda's English


🇹🇷  »  🇬🇧
Learn Inglés From Turco
Creado:
Ayda's English


Public


0 / 5  (0 calificaciones)



» To start learning, click login

1 / 25

🇹🇷


Babam gemide çalışır.
🇬🇧


My father works on the ship.

Practique preguntas conocidas

Manténgase al día con sus preguntas pendientes

Completa 5 preguntas para habilitar la práctica

Exámenes

Examen: pon a prueba tus habilidades

Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen

Aprenda nuevas preguntas

Modos dinámicos

InteligenteMezcla inteligente de todos los modos

Modo manual [beta]

El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Modos específicos

Aprende con fichas
elección múltipleModo de elección múltiple

Ayda's English - Detalles

Niveles:

Preguntas:

180 preguntas
🇹🇷🇬🇧
Babam gemide çalışır.
My father works on the ship.
Babam bir denizci.
My dad is a sailor.
Birinci Subay veya Kaptanın Yardımcısı
First Officer or Captain's Assistant
Peki, ya anneniz?
What about your mother?
Aslında,...
Actually, ...
Annemin kökenleri
My mother's origins
Akrabalar
Relatives
Komşular
Neighbours
Aynı anda
At the same time
Mühendislik okudum.
I studied engineering.
Ceketimi çıkardım.
I took off my jacket.
Hepsi bu kadar.
That is all.
Arabanın arkasında
Behind the car
Beyaz bir heykel var.
There is a white statue.
İçecek suyumuz yok.
We don't have have any water to drink.
Çalar saatimi erken kalkmak için ayarladım.
I set my alarm clock to get up early.
Kilo vermek için su içiyorum.
I drink water to lose weight.
Ekmek almaya gittim.
I went out to buy bread.
Okula gitmek için otobüse biniyorum.
To go to school, I take a bus.
Para kazanmak için çalışmalıyım.
To earn money, I should work.
Biraz ekmek almak için süpermarkete gittim.
To buy some bread, I went to the supermarket.
Anneme yardım etmek için salata hazırladım.
To help my mother, I prepared the salad.
Cep telefonumu arkadaşlarla konuşmak için kullanıyorum.
I use my mobile phone to speak with friends.
Arabada bir kedi var.
There is a cat in the car.
Evde bir kedi var.
There is a cat in the house.
Masada bir tava var.
There is a pan on the table.
Mutfakta insanlar var.
There are people in the kitchen.
Okulda öğrenciler var.
There are students at school.
Masada bir kuş var.
There is a bird on the table.
Bahçede kediler var
There are cats in the garden
Odamda oyuncaklar var.
There are toys in my room.
Odamda kitaplarım var.
I have books in my room.
Okulda öğretmenler var.
There are teachers in the school.
Bahçede bir havuz var.
There is a pool in the garden.
Bahçede iki kedi var.
There are two cats in the garden.
Uyumanı istiyorum.
I want you to sleep.
Gelmeni istiyorum.
I want you to come.
Kardeşimin koşmasını istiyorum.
I want MY BROTHER to run.
Benden ne yapmamı istersiniz?
What do you want ME to do?
Babamın ne yapmasını istiyorsun?
What do you want MY FATHER to do?
Elsa'yı izlemesini istemiyoruz.
We don’t want her to watch Elsa.
Evraklarımı göndermemi istediler.
They wanted ME to submit my paperwork.
Aliden'ın evraklarını göndermesini istediler.
They wanted ALİ to submit his paperwork.
Öğrencilerimin kitap okumasını istiyorum.
I want my students to read books.
Öğrencilerimin birçok şey öğrenmesini istiyorum.
I want my students to learn many things.
Eğitim verdim.
I gave training.
Ben eğitmendim.
I was the trainer.
Yeni çalışanlarımız var.
We have new employees.
Eğer bir hata yaparlarsa, onları uyarırım.
If they make a mistake, I warn them.
Birçok e - posta gönderdim.
I sent many e-mails.
Müdürümle iyi anlaşırım.
I get along well with my manager.
Menajerim çok düşünceli.
My manager is considerate.
Ali her zaman işe geç kalır.
Ali is always late for work.
Ali kolay kolay kızmaz.
Ali doesn't get angry easily.
Aslında ...
In fact ...
Bölümümde beş meslektaşım var.
There are five colleagues in my department.
Iş güvenliği uzmanı
Occupational (job) safety specialist
Ali de benim gibi.
Ali is like me.
Her zaman ofisimde oturmam.
I don't always sit in my office.
Yorulursam, ...
If I get tired, ...
Her (bir) departmanda
In each department
Sigara içerdim.
I used to smoke.
Londra'da yaşıyordum.
I used to live in London.
Sokaklarda oynardım.
I used to play in streets.
İki kedimiz vardı.
We used to have two cats.
Ailem çok kitap okurdu.
My parents used to read books a lot.
Kız kardeşim bebeklerle oynardı.
My sister used to play with dolls.
Araba ile oynardım.
I used to play with car.
Gece vardiyasındayım.
I am on night shift.
Gece vardiyasında olacağım.
I will be on night shift.
Uyumak için, ...
In order to sleep, ... (to sleep)
Uyumamak için, ...
In order NOT to sleep, ...
Uyuyakaldım.
I fell asleep.
Onlar memur sınıfı.
They're officers class.
Tüm gün boyunca
All day long
Baret takmak
Attach a baret
Bazen telefonumu yanıma almıyorum.
Sometimes I don't take my phone with me.
Bin beş yüz adım
Fifteen hundred steps
Akıllı saat
Smart watch
Aslında,...
In fact, ...
Profesyonel ilişki
Professional relationship
Birkaç şey
A couple of things
Ingilizce altyazı
English subtitles
Türkçe dublaj kullanmıyorum.
I don't use Turkish dubbing.
Birlikte
Together
Baret giymek, ...
To wear a baret, ...
Baret giymek zorunludur.
To wear a baret is compulsory.
Bağırmak yasaktır.
To shout is forbidden.
Merhaba demek için aradım.
I called you to say hi.
Araba araba sürerken, ...
While driving, ...