Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

level: 3rd-28th oct

Questions and Answers List

level questions: 3rd-28th oct

QuestionAnswer
bir hastalıkla mücadele etmekto combat a disease
revirinfirmary
ihmal etmekto neglect
sömürmek, kötüye kullanmakto exploit
ısırmakto bite
elimizi taşın altına sokmakto get to grips with
yumurta kapıya dayanmadanbefore it comes back to bite us.
söylemek istemekto mean
ne demek istiyorsun?what do you mean?
gıcık bir insana mean person
çok gıcıksınyou are so mean.
kişisel temas eksikliğilack of personal contact
ara ki bulasınwho-knows-where
biri ile tesadüf eseri karşılaşmakto bump into somebody
How do you do?“Howdy,
bir şeye ulaşmakto get at something
harcamakto expend
genişletmekto expand
hey millet!hey folks!
bir şeyin üstündeyiz, bir şeye ulaşmak üzereyiz (soyut)we’re onto something
meydan okuma, üstesinden gelinmek istenen zorluka challenge
belirtelimlet’s state
bir servet harcamakto spend a fortune
neyse ki, şans eserifortunately
dişimize göre bir şeysomething we can really sink our teeth into.
kusmakto throw up
yumuşatıcısoftener
bilimsel/sayısal bölümlerden üniversite mezuniyetimaster of science
sanatsal/sözel alanlardan üniversite mezuniyetibachelor of arts
işbirliği yapmakto collaborate
gerçekleştirmek, başarmakto realize
eyvah, kahretsinalas
sorumluluk almakto take charge
işte başlıyorsunHere you go
süslü şeklifancy way
elimden gelenin en iyisini yapacağımI'll do my best.
toplanmakto gather
zamanı geldiit's time
bir şeyden sorumlu olmakin charge of sth
birisine bir şeyi tedarik etmekto supply sb with sth
dalga geçmekto tease
şaka yapıyorumI'm just kidding
personel sayısıheadcount
tazminat, telaficompensation
teşvikincentive
“belirli” bir hedefa "particular" target
önemli bir “pozisyon (iş konumu)”an important "post"
şirketimize “uyarlanmış (özel olarak tasarlanmış)”"tailored" to our company
hiç de değilNot at all
adaycandidate
ilgili alakalırelevant
süslüfancy
bir şeyi yapabilmekto be capable of doing sth
hemencecik, doğrudanstraight away
çok küçük, minicik"tiny" house
daha fazla (zaten olanın üzerine ilave)further
çoğunlukla, daha çoğunluklamostly
stajinternship
başka bir iş yerinde kısa süreli çalışmaplacement
pul koleksiyonculuğu "topluluğu"stamp collecting "society"
açıkça gözüktüğü şekildeobviously
uzmanlığınızı paylaşmakto share your expertise
abartmakto exagerrate
harcamaexpenditure
ikilemdilemma
acelem varI'm in a hurry.
lehte ve aleyhte olanlarpros and cons
küre, boyutsphere
KDVVAT
zafer meydanıZafer Square
tanımlamak, belirlemekto define
aşamaphase
çevik, hızlıagile
çoğunluğa uymakto go with the majority
çok naziksinThat's so nice of you.
kırsalcountryside
sabırsızlanıyorumI can't wait.
ipucuclue
belgeseldocumentary
mirasheritage
ulaşılabiliraccessible
bir şey ile çıkagelmekto come up with
bir şeyler yapmak için ayarlanmak/planlanmakto be set to do something
bileşencomponent
terlemeperspiration
şehir merkezinin dışında kalan yaşam alanıshire
müthiş bir şekildetremendously
istekliwilling
birazsomewhat
katkıcontribution
etkiinfluence
öngörülebilirpredictable
baskılayıcısuppressive
tehditthreat
tam olarakprecisely
farklılaştırmak, ayırd etmekto differentiate
istikrarlı, stabilstable
mücadelestruggle
fazla mesai yokNo more overtime
beni ağırladığınız için teşekkürlerThanks for having me